ışık tutmak - Türkçe İngilizce Sözlük

ışık tutmak

"ışık tutmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ışık tutmak shed f.
First of all, we must shed some light on this shipwreck.
Öncelikle, bu gemi kazasına biraz ışık tutmalıyız.

More Sentences
ışık tutmak shed light on f.
We finally have the committee and I hope it can shed light on all of this.
Nihayet komitemiz var ve umarım tüm bunlara ışık tutabilir.

More Sentences
ışık tutmak light f.
The women's conference in Beijing brought an important point to light.
Pekin'deki kadın konferansı önemli bir noktaya ışık tuttu.

More Sentences
ışık tutmak illuminate f.
In this context, the report illuminates a number of important aspects.
Bu bağlamda, rapor bir dizi önemli hususa ışık tutmaktadır.

More Sentences
Idioms
ışık tutmak shed light on f.
Can you shed light on this?
Buna ışık tutabilir misin?

More Sentences
Common Usage
ışık tutmak flash f.
General
ışık tutmak flash on f.
ışık tutmak light the way for f.
ışık tutmak bear a torch f.
ışık tutmak light the way f.
ışık tutmak set light to f.
ışık tutmak irradiate f.
ışık tutmak shed light f.
ışık tutmak crystalise f.
ışık tutmak crystallise f.
ışık tutmak clear up f.
ışık tutmak straighten out f.
ışık tutmak enlighten f.
ışık tutmak crystalize f.
ışık tutmak crystallize f.
ışık tutmak elucidate f.
ışık tutmak sort out f.
ışık tutmak clear f.
ışık tutmak bring light f.
ışık tutmak provide an insight f.
ışık tutmak shine light on f.
ışık tutmak highlight f.
ışık tutmak light f.
ışık tutmak gleam f.
ışık tutmak show f.
Colloquial
ışık tutmak lay open f.
Idioms
ışık tutmak throw light on f.
ışık tutmak cast light upon f.
ışık tutmak cast light on f.
ışık tutmak throw light upon f.

"ışık tutmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
General
-e ışık tutmak offer an insight into f.
el feneri/ışıldak/ışık tutmak shine a flashlight f.
Phrasals
bir şeye ışık tutmak bring out f.
(birine/bir şeye bir şeyle) ışık tutmak flash (something) at (someone or something) f.
birine/bir şeye ışık tutmak flash on someone or something f.
Colloquial
(fenerle vb.) bir yere biraz ışık tutmak give some light somewhere f.
Idioms
bir yöne doğru ışık/fener tutmak flash something up (some place) f.
bir konuya ışık tutmak shed light on something f.
üzerine ışık tutmak flash something at someone f.
(bir şeye/konuya) bir nebze ışık tutmak throw a little light on (something) f.
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde ışık tutmak throw a lot of light on (something) f.
(birine/bir şeye) ışık tutmak shine a spotlight on (someone or something) f.
bir konuya ışık tutmak cast/shed/throw light on something f.
(birine/bir şeye) ışık tutmak put a spotlight on (someone or something) f.
(bir şeye) ışık tutmak set light to (something) f.
(bir konuya) ışık tutmak shed (some) light upon (something) f.
belli bir miktarda ışık tutmak throw an amount of light on someone or something f.
Optics
opak nesnelere ışık tutmak için mikroskobun objektifine monte edilen metalik çukur ayna lieberkuhn i.
Hunting
(hayvanın gözlerine) av sırasında ışık tutmak shine f.